Hatalar

 Hata yapmayarak da hata yapar insan. Hataya düşmemek için attığı bin türlü takla sonucunda şişer, patlar ve kendine hak görür hatayı. Bir şeyi kendine hak gören biri onu dibine kadar harcar. 


Hata yapmayarak hata yapar, kusursuzluğu arar çünkü. Aslında çoğu zaman kazanan kusurdur. Kusur, bizim farklı gördüğümüzdür. Kendi yargı dünyamızda öğrenerek gördüğümüz hatalardır kusur. Bunu bir değil de üç beş kişi diyince olması gereken olur. 


Hata yapmayarak hata yapar insan, çünkü hata yapmamanın mümkün olmadığı gerçeğini reddediyordur. Kendi dünyasında yaşayarak var ettiği tutarlılığında boğulur, buna da tamlık bütünlük der. İhtiyaçlarını kabul etmek yerine reddeder, çünkü hata yapmak da bir ihtiyaçtır. 


Zihnini olanda değil olması gerekende bekletir durur ama olması gereken hiç olması gerektiği gibi olmaz. Basit olanın basitliğini hafife alır, oysa bir şeyin basit haliyle de güzel olabilmesinin ne kadar zor olduğunun farkına varmaz. Hatasız olanla kafayı bozmuştur, zihninde ürettiği ile gerçekliğin buluştuğu o anın hatasızlıktan geçtiğini sanar. 


Oysa zihninde beliren şeylerin, belirdiği anda kusursuzluğunu yitirdiğini, asıl kusursuz olanın aklında hiç olmayan olduğunu bilmez. Çünkü akılda hiç olmayan beklentilerinin ürünü değildir, herhangi bir bağlamla sınırlandırılmamış; kategorizasyona sokulmamıştır. Sadece vardır, etiketlenmediği haliyle kusursuzdur. Ama bunlara hatayla ulaşılır, beklenileni ve olması gerekeni yapmak beklenene ulaştırır insanı.


 Hiç akılda olmayanın peşinden gitmek, yani belki de kimisine göre hata, beklenmeyen sonuca yol açarak değiştirir bir şeyleri. Bize iyi gelen, hayatımızı değiştiren farklılık aramadığımızdadır, rutinimizi bozarak yaptığımız her şeydedir. Aradığımızı sandıklarımızsa gerçekte sadece hayal kırıklığıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kelimeler

bu kelimelerin ne anlama geldiğini tabii ki biliyorum!

Tuzak